biliyorsunuz ki teknolojik gelişmelerin ardı arkasının kesilmediği bir çağdayız. televizyon, bilgisayar, telefon, akıllı telefon, tablet derken, bütün teknolojiyi tek bir cihaza sığdırdık derken, etrafımız ekranlarla sarıldı farkındamısınız? kafamızı nereye çevirsek odağımızı kaudıracak bir çok ekran mevcut. böyle bir çağda radyo dinleyen kaldı mı. hani dinlerken istediğimiz yere bakabildiğimiz hayal kurabildiğimiz yürüyebildiğimiz uzanabildiğimiz radyolardan.
radyo da fiil in the blanks durumu var ondan dolayı romantik ve daha komplike aslında tv ya da net e göre dayatmalardan daha az etkilenmiş bir yanı var çünkü görmek algıyı kısıtlar. aynı müziğin üzerine binlerce hayal ya da düşünce ya da kavga söz ifade yani o boşluğu doldurma olayını istediğimiz biçemde bambaşka insan aynı anda yapar. kollektif oluruz radyo dinlerken o yüzden. başka hayatları hissederiz sıcak bir ağustos akşamında kolumuzda gezinen sinek gibi. bir de romantiktir tabi nostaljikten ziyade benim naçizane görüşüm bu tabi
başka birilerinin yorumlarını okurken tırnak işarti içinde belirtiyoruz ki intihal olmasın di mi tonka aman diyeyim tonka gözümsün :d şaka bir yana nerden dinleyebiliriz seni peki ?
danke şön may firendooo :d yani yolda çekerse net dinlerim sanırım yani anma için filan değil tonka durumlar biraz karışık daha önce yazdığım gerçekten yorum olarak değil de emek verdiğin şeyler böyle birden elinden alınınca insan bir üzülüyor yani yeni ve güzel fikrini alıp gelinlik giydirip yüzüne kezzap atıp öldürüyorlar sanki bir köşede ondan gereksiz duyar kasmaya başladım bu intihal konusunda filan
pi cemiyeti perşembe arada sirada radyonun en sevdigim yani yeni sarkilari kesfetmek. adini duymuyosun kaciriyorsun sözleri aklinda tutmaya çalışıyorsun dinlemeye devam edince radyoyu unutuyorsun. sonra bir yerde karsina çıkıyor ve ufak çaplı kacinilmaz baader meinhof yasiyorsun. o hissi seviyorum.
rabarba efsanelerin efsanesidir.
radyonun en sevdigim yani yeni sarkilari kesfetmek. adini duymuyosun kaciriyorsun sözleri aklinda tutmaya çalışıyorsun dinlemeye devam edince radyoyu unutuyorsun. sonra bir yerde karsina çıkıyor ve ufak çaplı kacinilmaz baader meinhof yasiyorsun. o hissi seviyorum.